İşe İade Davasında Altı Aylık Kıdem Süresi Şartı

4857 sayılı İş Kanunu’nun feshin geçerli sebebe dayandırılması yan başlıklı 18. maddesi uyarınca; otuz veya daha fazla işçi çalıştıran iş yerlerinde, en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir nedene dayanmak zorundadır. Buna göre işçinin, işe iade davası açabilmesi için en az 6 aylık kıdem süresini doldurmuş olması gerekmektedir.

Kıdem süresi, iş sözleşmesinin imzalandığı tarihten itibaren değil, işçinin fiilen işe başlama tarihinden itibaren hesaplanır. Bu hesaplamada fiilen ilk işe başlama tarihi ile son çalışma günü dikkate alınır. 6 aylık kıdem süresine, iş sözleşmesinde bir deneme süresi kararlaştırılmışsa, bu deneme süresi de dâhildir. İşçinin, feshe karşı koruyan hükümlerden yararlanabilmesi için, altı aylık kıdem süresini aynı işveren nezdinde iş sözleşmesine dayanan iş ilişkisi içerisinde geçirmiş olması zorunludur.

Altı aylık kıdem süresinin fesih bildiriminin işçiye ulaştığı tarihte doldurulmuş olması şarttır. Sürenin bildirim önelleri sonunda dolacak olması, iş güvencesinden yararlanabilmek için ve işe iade davası açabilmek için yeterli değildir.

5 ay 29 gün kıdemi bulunan işçinin iş sözleşmesinin feshi halinde işçi, iş güvencesi hükümlerinden faydalanamaz. Diğer bir deyişle, 5 ay 29 gün kıdemi bulunan işçi işe iade davası açamayacaktır. Bu noktada Yargıtay, iş sözleşmesinin 6 ayın dolmasına 1 gün kala feshedilmesi halinde iş sözleşmesinin kötü niyetle feshedildiğinden bahsedilemeyeceğini, iş güvencesi hükümlerinin uygulanamayacağını dile getirmektedir.

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin E. 2019/4706 K. 2019/22485 sayılı kararında “…Somut uyuşmazlıkta davacı 14.12.2015-16.06.2016 tarihleri arasında çalıştığını iddia ederken, davalı davacının 14.12.2015-10.06.2016 tarihleri arasında çalıştığını savunmaktadır. Dosya içinde bulunan Sigortalı işten ayrılış bildirgesinde davacının 10.06.2016 tarihinde çıkışının yapıldığı anlaşılmaktadır. Yine davacıdan 10.06.2016 tarihinde savunma talep edildiği ancak davacının tebliğ almaktan imtina ettiği, davacının 10.06.2016 tarihinde çalışma belgesini tebliğ aldığı, bu belgeye göre 14.12.2015-10.06.2016 tarihleri arasında çalışma olduğu ve itiraza uğramadan davacı tarafından tebliğ alındığı, 2016 yılı haziran ayı bordrosunda 10 günlük ücret tahakkukunun bulunduğu ve nihayetinde davacıya gönderilen fesih ihtarında iş akdinin 10.06.2016 tarihinde fesih edildiği anlaşılmaktadır. Tüm bu somut belgelere göre davacının 14.12.2015-10.06.2016 tarihleri arasında çalıştığı ve işe iade davası ikame edebilmek için gereken 6 aylık kıdem şartına haiz olmadığı bu sebeple davanın reddi gerektiği, davalı vekilinin bu yöndeki temyiz sebeplerinin yerinde olduğu anlaşılmıştır…” şeklinde hüküm tesis edilmiştir.  

NOT: İşbu internet sitesi içeriğinde yer alan bilgi notları, makaleler ve yazılar, yalnızca genel bilgilendirme amaçlıdır ve kesinlikle yasal tavsiye olarak nitelendirilemezler. İşbu internet sitesi içeriğinde yer alan bilgi notları ve makalelerin okunması, okuyan kişi ile büromuz arasında herhangi bir hizmet ilişkisinin kurulduğu anlamına gelmez. Herhangi hukuki bir sorun, uyuşmazlık ya da ihtilafla karşılaşıldığında mutlaka bir avukata danışılmasını tavsiye ederiz.