Eşit İşlem İlkesi
ve Eşit İşlem İlkesine Aykırılık Tazminatı (Ayrımcılık Tazminatı)

Anayasa’nın 10. maddesi uyarınca herkes; dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. Bu maddeden hareketle İş Kanunu’nun 5. maddesinde işverenin eşit davranma ve ayrım yapmama borcuna yer verilmiştir. Eşit davranma ilkesi olarak adlandırılan bu yükümlülük uyarınca işveren, işyerinde çalışan işçilere eşit işlem yapmakla yükümlüdür.

İş Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca, iş ilişkisinde dil, ırk, renk, cinsiyet, engellilik, siyasal düşünce, felsefî inanç, din ve mezhep ve benzeri sebeplere dayalı ayrım yapılamaz. İşveren, esaslı sebepler olmadıkça tam süreli çalışan işçi karşısında kısmî süreli çalışan işçiye, belirsiz süreli çalışan işçi karşısında belirli süreli çalışan işçiye farklı işlem yapamaz.

Yine aynı madde uyarınca, işveren, biyolojik veya işin niteliğine ilişkin sebepler zorunlu kılmadıkça, bir işçiye, iş sözleşmesinin yapılmasında, şartlarının oluşturulmasında, uygulanmasında ve sona ermesinde, cinsiyet veya gebelik nedeniyle doğrudan veya dolaylı farklı işlem yapamaz. Aynı veya eşit değerde bir iş için cinsiyet nedeniyle daha düşük ücret kararlaştırılamaz. İşçinin cinsiyeti nedeniyle özel koruyucu hükümlerin uygulanması, daha düşük bir ücretin uygulanmasını haklı kılmaz.

Anılan maddedeki eşitlik ilkesi, eşitler arası eşitlik olarak anlaşılmalıdır. Diğer bir deyişle, eşitlik ilkesi aynı durumda olan işçiler açısından geçerlidir. Aynı durumdaki işçilere objektif ve farklı davranmayı haklı kılacak nedenler bulunmadıkça eşit davranılması zorunludur.

İşveren, farklı konumlarda bulunan işçiler için farklı düzenlemeler getirebilir, farklı davranabilir. Bu noktada işverenin yönetim hakkı devreye girecektir.

İşverenin eşit davranma borcuna aykırı davranmasının yaptırımı maddenin 6. fıkrasında belirtilmiştir. Buna göre, iş ilişkisinde veya sona ermesinde eşitlik ilkesine aykırı davranılması halinde işçi hem 4 aya kadar ücreti tutarındaki uygun bir tazminata hükmedilmesini hem de yoksun bırakıldığı haklarını talep edebilecektir. Diğer bir deyişle, eşitlik ilkesine aykırılık tazminatı, işçinin en fazla 4 aylık ücreti tutarındadır ve buna ek olarak işçinin yoksun kaldığı hakları talep etme hakkı da bulunmaktadır. 

Ancak bu yaptırım, her eşit işlem borcuna aykırılık için öngörülmemiştir. Bu yaptırımın uygulanabilmesi için maddede mutlak olarak belirtilen ayrımcılık nedenlerinin ihlali gerekir. İş Kanunu’nun 5. maddesinde sayılan; dil, ırk, renk, cinsiyet, engellilik, siyasal düşünce, felsefî inanç, din ve mezhep ve benzeri sebeplere dayalı ayrım veya tam süreli – kısmî süreli işçi ile belirli süreli – belirsiz süreli işçi arasında farklı işlem yapılmış olması gerekir.

T.C. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi E. 2020/9093 K. 2021/6337 T. 17.3.2021 tarihli kararında “…Yukarıda zikredilen 4857 Sayılı Kanun’un 5. maddesiyle Dairemiz yerleşik uygulamasına göre işverenin her eşit işlem borcuna aykırılık hali için tazminat yaptırımı öngörülmemiş, bu yaptırımın olması için maddede mutlak olarak belirtilen ayrımcılık nedenlerinden (örneğin dil, ırk, cinsiyet, siyasal düşünce v.b.) birinin gerçekleşmesi şartı aranmıştır. Somut olayda farklı davranmanın dil, ırk, cinsiyet, siyasal düşünce, din, mezhep vb. sebeplere dayalı olduğu iddia ve ispat olunmadığından şartları bulunmayan ayrımcılık tazminatını reddi yerine yazılı gerekçeyle kabulü hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir….” şeklinde hüküm tesis edilmiştir.

NOT: İşbu internet sitesi içeriğinde yer alan bilgi notları, makaleler ve yazılar, yalnızca genel bilgilendirme amaçlıdır ve kesinlikle yasal tavsiye olarak nitelendirilemezler. İşbu internet sitesi içeriğinde yer alan bilgi notları ve makalelerin okunması, okuyan kişi ile büromuz arasında herhangi bir hizmet ilişkisinin kurulduğu anlamına gelmez. Herhangi hukuki bir sorun, uyuşmazlık ya da ihtilafla karşılaşıldığında mutlaka bir avukata danışılmasını tavsiye ederiz.